Konuşurken ya da yazarken yani dil ürünü verirken tam yerinde atasözü yahut deyim kullanmak, sözü güzel kılar şüphesiz. Ancak kullandığımız atasözü ya da deyimin anlamını bilmemiz gerektiği gibi kalıplaşmış olan bu sözün kelimelerini de iyi bilmemiz gerekir. Aksi halde muhatabımız veya dinleyicilerimiz içinde lisan ilminin kokusu bir parçacık bile üzerine sinmiş olanlar varsa rezil olduğumuz gündür.
Tartışan iki kişiden biri, diğerinin tehdidini önemsemediğini etkili bir şekilde anlatmak isteyince genellikle "Ateş olsan ... kadar yer yakarsın." deyimini kullanır. Bu deyim, bu anlam için biçilmiş kaftandır, lakin noktalı yeri çoğu kimse yanlış kelime ile doldurur. "Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın." derler. Sıkıntı "cürüm" kelimesinde.
Cürüm; suç, kusur, günah demek. Bu durumda söz saçma oluyor. Hem öyle kabahatler, öyle günahlar var ki ateş olsa dünyayı yakar. Bu deyimle "Senin tehdidini, düşmanlığını önemsemiyorum, hiçbir şey yapamazsın." manasını vermek isteriz fakat "cürmün kadar" sözü küçüklük ifade etmeyebilir.
Deyim "Ateş olsa cirmi kadar yer yakar." olmalı. Cirim; cüsse, hacim demektir ve maksadımızı ifade eder.
Kelimelerin aşağıdaki anlamlarını TDK'den olduğu gibi aktarıyorum:
cürüm -rmü isim, hukuk Arapça curm |
---|
1. isim, hukuk Suç "Suçlu cürmünü inkâr etmekte ve saçma sapan ifadeleriyle tahkikatı karıştırmak istemektedir." - N. Hikmet |
2. Yanlışlık, kusur veya hata "Onun çalışmasını bozan, hassasiyetini körleten her şey cürümdür." - H. Taner |
cirim -rmi isim eskimiş Arapça cirm |
---|
isim Hacim "Ateş olsa cirmi kadar yer yakar." |