"Deveni bağla, sonra tevekkül
et." buyurmuş Hz. Rasul.
Ne
zaman, nerede tevekkülle ağzımı açsam bu hatırlatmayı işitiyorum. Bu hadisi ve
bütün bir tevekkül kavramını yanlış anlıyor Müslümanlar, tıpkı İslam'ın
tamamına yakınını yanlış anladıkları gibi. Kendi mantıklarını(!) İslam
zannediyorlar.
Tıpkı
hastalıkların, kazaların... Hz. Azrail'e perde olduğu ve tıpkı Hz. Azrail'in de
Cenab-ı Allah'ın ruhları kabzetmesine perde olduğu gibi -ki insanlar acı ve
üzüntü ile Allah'a isyan etmesinler, hastalık perdesine takılıp kalsınlar-
deveni bağladığın o kazık da bir perdedir. Çünkü hayatta her şey senin
beklediğin şekilde sonuçlanmayabilir. Senin isteklerin olduğu gibi Allah'ın da
yazdığı bir kader var. Sonra senin isteklerinin dünyadaki pek çok dengeyi bozma
ihtimali var. Dolayısıyla da sen istesen de istemesen de, tevekkül etsen de
sonuç senin değil, Allah'ın iradesine göre gerçekleşecektir. İşte sen tevekküle
itiraz etmeyesin diye deveni kazığa bağla, diyor Peygamber aleyhissalatü
ve's-selam. Sana hayal kırıklığı yaratacak bir durum ortaya çıkınca kazığa
ve bağlama işine itiraz edecek, isyandan kurtulacaksın. Çünkü zayıf bir
insansın: iraden zayıf, imanın zayıf...
Oysa
tevekkül; güvenilen bütün mevhum varlıkları bir kenara bırakıp yalnız ve
yalnız yegâne güç ve kudret sahibi olan Allah'a güvenmektir. Ama her konuda ve
ipsiz, kazıksız, koşulsuz...
Bir
sıkıntıya düşersen bileceksin ki seni o sıkıntıdan sadece Allah kurtarabilir;
çünkü o sıkıntılı olay Allah'ın bilgisi ve izni dışında isabet etmedi sana.
Hastalanınca,
şifayı ancak Allah'ın verebileceğini; doktorun, ilacın sadece yalancıktan birer
perde sebepçikler olduğuna inanacaksın. Eğer ömrün varsa -ki bu da senin
kaderinde yazılı- iyileşeceksin, yoksa zaten faniden doğma fanisin.
Tevekkül
tembellik değildir. Aksine dua dua yalvarmaktır. Fiili dualarla (çalışıp
çabalayarak), kavli dualarla (bildiğimiz dua) Allah'a yalvarmak; fakat sonuç
konusunda en ufak bir tedirginliğe kapılmamaktır.
İnanacaksın
ki Allah seni rızıksız bırakmayacak, daha ananın rahmine düştüğünden beri seni
o rızıklandırmadı mı? Bugüne kadar kimin rızkını yedin?
Ben
buna inanıyorum. Benim tevekkülüm, Allah'a güvenim budur. Hiçbir sebebe
güvenmiyorum; ancak Allah'a güveniyorum ve biliyorum ki Allah kendisine
güvenenleri pişmanlık çukuruna atmaz, terk etmez, tevekkülü anlamayanları
sevindirmez.
TEVEKKELTÜ
ALELLAH...