17 Mart 2012 Cumartesi

TOPAL ŞEHMUZ

Zaman zaman omzunda eski bir heybe, kıvrılmış eski bir halı ile kâh mahalleye doğru, kâh çarşıya doğru giderken görürdüm Topal Şehmuz amcayı. Yaşlıydı, sakallıydı, hacıydı; ama büyüğün de küçüğün de dilinde Topal Şehmuz’du o; amca, dayı, dede değildi. Sağ bacağındaki ufak bir sakatlıktan dolayı adının topala çıktığını bilmiyor olamazdı; lakin aldırmıyor görünüyordu. İç yüzünü Allah bilir. Bildiğim kadarıyla emekli falan değildi. Rızkı veren Allah… Köyleri gezer, eski halı kilim alır satar, bir Köroğlu bir Ayvaz, geçinir giderlerdi. Çevre köyleri, hatta civar ilçeleri çok iyi tanırdı. Buralarda pek çok ahbap edinmiş, alışveriş için gittiği yerde gecelemek ihtimali olunca bu dostlarında kalırmış.
Çok gezen çok bilir derler, çok tecrübe edinir, anlatacak bir sürü anısı olur onların. Bir de Topal Şehmuz gibi sözü sohbeti dinlenir, şen şakrak biriyse anlatır durur yeri geldikçe müsait kalabalıklara.
İşte dayımdan dinlediğim bu olay da Topal Şehmuz’un halı kilim ticareti maksadıyla gerçekleştirdiği seyahatlerinden biriyle ilgili.
Topal Şehmuz, geceyi gittiği köyde geçirmesi icap edince, ahbaplarından birinin evine gider. Ahbap dedikse, adını, evini bilir; bir iki konuşmuşlukları var, kanları birbirine ısınmış; hepsi o kadar. Topal Şehmuz, bu köyde bir konak daha edinmiş böylece. Bizim köylümüz, kim ne derse desin, misafirperverdir. Köyüne gelen yabancılara alaka gösterir. Evinde misafir eder, Allah ne vermişse ikram etmekten zerre kaçınmaz.
İşte böyle bir misafirlikte yerler içerler, kenara çekilirler. Topal Şehmuz dindardır. Beş vakitle, bir ay oruçla, hacla, zekâtla da yetinmez. Zikir halkalarına dâhil olur, dersler alır, nefis tezkiyesi için çalışır. Bu arada akşam ezanı okunur. Şehmuz amca, ev sahibinden bir seccade ister.
“Abdestliyim. Şuracıkta namazımı kılıvereyim.”
Bizim buralarda köylerin çoğundan İslam teğet geçmiştir ve köylülerin çoğunun dinle diyanetle rabıtası pek zayıftır; ancak yine de duvarlarda asılı Kelam-ı Kadim, ev hanımının sandığında işlemeli birkaç seccade, doksan dokuzluk birkaç tesbih bulundurulur.
Ev sahibi kızına seslenir:
“Kızım, buraya iki tane seccade getir de namaz kılalım.”
Kız, işlemeli seccadelerden iki tane getirir. Adam hemen alır ve seccadeleri yan yana serer.
Topal Şehmuz, “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü akşam namazının farzını kılmaya, döndüm kıbleye.” diye niyet ederek tekbir getirir, namaza durur. Ev sahibi de kendi seccadesini biraz geriye çeker ve namaza durur.
Topal Şehmuz rükûya gider, hemen ardından ev sahibi rükûya gider. Topal Şehmuz secdeye gider, adam secdeye gider. Topal Şehmuz da secdede sağ bacağını geriye uzatır, ev sahibi de. İkinci rekâtın tahiyyatına Topal Şehmuz, sağ bacağını ileri doğru uzatarak oturur, ev sahibi de sağ bacağını uzatarak oturur. Üçüncü rekâtın tahiyyatında da aynı manzara… Topal Şehmuz sağına soluna selam verir. Ev sahibi de yapar aynısını.
Topal Şehmuz, adama sorar:
“Yahu, tahiyyatta otururken niye bacağını ileri uzatıyorsun?”
“Sen de uzatıyorsun!...”
“İyi de, benim bacağım sakat. Üstüne oturamıyorum da ondan uzatıyorum. Sen de mi sakatsın?”