Zaman zaman omzunda eski
bir heybe, kıvrılmış eski bir halı ile kâh mahalleye doğru, kâh çarşıya doğru
giderken görürdüm Topal Şehmuz amcayı. Yaşlıydı, sakallıydı, hacıydı; ama
büyüğün de küçüğün de dilinde Topal Şehmuz’du o; amca, dayı, dede değildi. Sağ
bacağındaki ufak bir sakatlıktan dolayı adının topala çıktığını bilmiyor olamazdı;
lakin aldırmıyor görünüyordu. İç yüzünü Allah bilir. Bildiğim kadarıyla emekli
falan değildi. Rızkı veren Allah… Köyleri gezer, eski halı kilim alır satar,
bir Köroğlu bir Ayvaz, geçinir giderlerdi. Çevre köyleri, hatta civar ilçeleri
çok iyi tanırdı. Buralarda pek çok ahbap edinmiş, alışveriş için gittiği yerde
gecelemek ihtimali olunca bu dostlarında kalırmış.
Çok gezen çok bilir derler, çok tecrübe
edinir, anlatacak bir sürü anısı olur onların. Bir de Topal Şehmuz gibi sözü
sohbeti dinlenir, şen şakrak biriyse anlatır durur yeri geldikçe müsait
kalabalıklara.
İşte dayımdan dinlediğim bu olay da Topal
Şehmuz’un halı kilim ticareti maksadıyla gerçekleştirdiği seyahatlerinden
biriyle ilgili.
Topal Şehmuz, geceyi gittiği köyde
geçirmesi icap edince, ahbaplarından birinin evine gider. Ahbap dedikse, adını,
evini bilir; bir iki konuşmuşlukları var, kanları birbirine ısınmış; hepsi o
kadar. Topal Şehmuz, bu köyde bir konak daha edinmiş böylece. Bizim köylümüz,
kim ne derse desin, misafirperverdir. Köyüne gelen yabancılara alaka gösterir.
Evinde misafir eder, Allah ne vermişse ikram etmekten zerre kaçınmaz.
İşte böyle bir misafirlikte yerler
içerler, kenara çekilirler. Topal Şehmuz dindardır. Beş vakitle, bir ay oruçla,
hacla, zekâtla da yetinmez. Zikir halkalarına dâhil olur, dersler alır, nefis
tezkiyesi için çalışır. Bu arada akşam ezanı okunur. Şehmuz amca, ev sahibinden
bir seccade ister.
“Abdestliyim. Şuracıkta namazımı
kılıvereyim.”
Bizim buralarda köylerin çoğundan İslam
teğet geçmiştir ve köylülerin çoğunun dinle diyanetle rabıtası pek zayıftır;
ancak yine de duvarlarda asılı Kelam-ı Kadim, ev hanımının sandığında işlemeli
birkaç seccade, doksan dokuzluk birkaç tesbih bulundurulur.
Ev sahibi kızına seslenir:
“Kızım, buraya iki tane seccade getir de
namaz kılalım.”
Kız, işlemeli seccadelerden iki tane
getirir. Adam hemen alır ve seccadeleri yan yana serer.
Topal Şehmuz, “Niyet ettim Allah rızası
için bugünkü akşam namazının farzını kılmaya, döndüm kıbleye.” diye niyet
ederek tekbir getirir, namaza durur. Ev sahibi de kendi seccadesini biraz
geriye çeker ve namaza durur.
Topal Şehmuz rükûya gider, hemen ardından
ev sahibi rükûya gider. Topal Şehmuz secdeye gider, adam secdeye gider. Topal
Şehmuz da secdede sağ bacağını geriye uzatır, ev sahibi de. İkinci rekâtın
tahiyyatına Topal Şehmuz, sağ bacağını ileri doğru uzatarak oturur, ev sahibi
de sağ bacağını uzatarak oturur. Üçüncü rekâtın tahiyyatında da aynı manzara…
Topal Şehmuz sağına soluna selam verir. Ev sahibi de yapar aynısını.
Topal Şehmuz, adama sorar:
“Yahu, tahiyyatta otururken niye bacağını
ileri uzatıyorsun?”
“Sen de uzatıyorsun!...”
“İyi de, benim bacağım sakat. Üstüne
oturamıyorum da ondan uzatıyorum. Sen de mi sakatsın?”