11 Ocak 2013 Cuma

KISAS

On bir yaşında bir çocuk maganda kurşunuyla öldü İzmir'de. Türkiye'nin günlerdir gündemini sızlattı. Katil aranıyor. Aile katilin bulunmasını istiyor. Peki bulununca ne olacak? O çocuğun ailesinin yediğinden içtiğinden ödediği vergilerle hapishanede bir süre yiyip içip yatacak, sonra çıkıp yaşamaya devam edecek. Çocuğun babasının bir televizyon mikrofonuna söylediği söz gözlerden kaçtı galiba. Katilin bulunmasını istiyorum, diyordu ve sonuna ekledi: İnşallah bizden önce bulurlar.

Katili polisten önce, maktülün yakınları bulursa ne olacak? Onu öldürmekten başka şeyle yüreklerindeki ateş sönecek mi? Demek ki  hukuk sistemimizin adaletini yeterli görmüyordu bu baba. 
Elmalılı tefsirini okuyorum ve Bakara suresinin 178-179. ayetlerini okudum. Tefsirden altını çizdiğim çok önemli notlar var:

بسم الله الرحمن الرحيم

Meali:

178. âyet: Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.

179. âyet: Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.

********************************************

İslam'dan önceki toplumda kâtil eğer zengin ya da soylu birisiyse kısas yapılmıyormuş, kâtilin yerine başkası öldürülüyormuş. Ayrıca insan öldürmenin cezası Yahudilikte kesinlikle kısas, yani kâtilin öldürülmesiymiş, Hristiyanlıkta ise kısas yapılmaz, kâtil affedilirmiş. İslam, orta yol olduğundan kâtile Allah'ın takdir ettiği ceza öldürülmektir, tıpkı o da bir başkasını öldürdüğü gibi. Ancak merhamet dini olan İslam, maktülün yakınlarına kâtili affetme yolunu açmış, dilerlerse karşılığında diyet isteme hakkını da vermiş.

Elmalılı Tefsirinden Notlar:

* Her öldürülen kimsenin karşılığında kendi katili aynı şekilde öldürülür.

* Kadının erkek, erkeğin kadın karşılığında kısas yoluyla öldürüleceği imamlar arasında üzerinde ittifak edilmiş bir husustur. Bunu teyit ve açıklamak üzere Mâide suresindeki kısas âyetinde "اَالنَّفْسَ بِالنَّفْسِ" (cana can) buyurulmuş ve bununla kısasta aranan benzerlik ve eşitliğin nefis ve can benzerliği olduğu gösterilmiştir. Yaşama hakkı herkes için eşittir. Kısas bu eşitliğe dayanmaktadır.

* Öldürülen kim olursa olsun onun katili veya katilleri, o öldürülenden daha fazla bir yaşama hakkına sahip değildir. 

* Hanefilerce köle karşılığında onun sahibi olmayan hür kâtil, aynı şekilde Müslümanların himayesinde bulunan kâfir karşılığında Müslüman kâtil de kısas yoluyla öldürülür.

* Vasıf gibi sayıda farklılık da masumlukta eşitliği bozmaz. Bunun için bir şahsı birçok kimse birlikte öldürürse hepsi de ittifakla kısas yoluyla öldürülürler.

* Çocukları karşılığında ana ve baba, kölesi karşılığında sahibi kısas yoluyla öldürülmez, ta'zir cezası verilir.

* Bu şekilde kısas uygulamak, ümmete ve imama farzdır. İmamın kendisi de haksız yere birini öldürürse o da hükümden müstesna değildir. 

* Varislerden birinin affı, hepsinin affıdır.

* "كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ" (Size kısas farz kılındı.) nassından da anlaşıldığı üzere adam öldürmede asıl hak ve gerekli olan aslî hüküm kısastır. Katilin bilmesi gerekir ki öldürdüğü insan hür veya köle, erkek veya kadın kim olursa olsun, o da kendi gibi bir can ve saygın bir hayat hakkına sahip, ilahi bir yapı idi.

* Öldüren, öldürülmeyi hak etmiştir.

* Kur'an, kısası, öldürülen kimse için bir hak, kamu için aslî bir görev, affı da öldürülen kimsenin velisi için bir fazilet, diyet almayı da bir ruhsat olmak üzere meşru kılmıştır.

* Kısas hayat hakkının ve canı korumanın gereğidir. Kısasın meşru oluşunda akıl sahibi insanlar için büyük bir hayat vardır. Affın kıymeti de buna bağlıdır. 

* Katil olmak isteyen kimse, öldürürse ve öldürdüğünde kendisinin de öldürülmeyi hak edeceğini bilirse akıl gereği olarak öldürmekten vazgeçer. Böylece hem kendisi hayatta kalır hem de karşısındaki.


*********************************************

Fakat şu bilinmelidir ki kısas yapmak devletin sorumluluğundadır. Kişiler kısas yapamaz, yapmaya kalkarsa bu da ayrı bir cinayet olur, anarşi ve kan davaları çıkar. Mahkeme sonucu katilin suçu kesinleşmişse ve öldürme işi haksız yere ve kasten yapılmışsa kısas uygulanır. Cemiyet hayatının gitgide namlunun ucuna, bıçağın ağzına oturtulduğu günümüzde, İslamın kısas hükmüne ne kadar muhtacız. Kısas sayesinde bütün katil adayları niyetlerini ıslah eder. Birkaç katilin cemiyet için potansiyel tehlike olan hayatı sona erer ama masumların hayat hakkı birazcık garanti yüzü görür.