12 Haziran 2023 Pazartesi

FİRAVUN'UN ŞANSI

Çevremizde akıl danışacağımız hiçbir insanın bulunmaması bazen büyük bir şanstır. Birileri varsa ve biz onlara danışmışsak onlar da bilmediklerini itiraf etmişlerse bu da bir şanstır.

Elbette bir bilene rastlayıp akıl almak en iyisidir, fakat bilenin olmadığı yerde ilk iki seçenek çok kıymetlidir. Böyle bir durumda en büyük talihsizlik ise bir cahilin fikrini sormak, cahilin de bilenler gibi konuşmasıdır.

Yusuf Peygamber Mısır zindanlarının karanlıklarında çilesine çile eklerken birkaç gece ilginç rüyalarla uyanan Firavun'un en büyük talihi, etrafındaki bilginlerin ve kahinlerin "Bu gördükleriniz karmakarışık düşlerdir ve biz bunların yorumunu bilmiyoruz." diye bilgisizliklerini samimi olarak itiraf etmeleri olmuştu.

Böylece bilen birini aramaya devam etti, Yusuf'u buldu. 

Yusuf; bilgi ve hikmeti cahilleri, iffeti edepsizleri rahatsız ettiği için nisyan kuyularına atılmış haldeydi. Rüya yorumlamaktaki bilgisini, dürüstlüğünü tecrübe etmiş bir saray çalışanının aklına Yusuf'u getirdi Firavun'un bilgiye duyduğu ihtiyaç. 

Bundan binlerce sene önce karanlık zindanlara, geniş sınırlara, karşı konulmaz kuvvetlere, kanun hükmünde kelamlara sahip bir kral bilgiye kıymet veriyordu. Hem de sahibinin kimliğine, nerede ve niçin bulunduğuna bakmaksızın... 

Haksız yere hapse tıkılan Yusuf'un suçsuzluğunu itiraf ve iade-i itibar ettiler. 

Firavun, hakikatli adamdı. Bilgisini alıp Yusuf'u bir kenara atmadı. Kıymeti özünde taşıyan Yusuf ile devletinde bir makamı şereflendirdi. 

Firavun'un çevresindeki kâhinler, biliyormuş gibi kralın rüyasını yorumlasalardı büyük felaketlere sebep olabilirlerdi. 

Kralın rüyasındaki Nil'den çıkan yedi besili ve güzel inek ile yedi yeşil başağı, önlerindeki yedi bolluk senesi olarak yorumladı Yusuf. Nehirden çıkıp semiz inekleri yiyen yedi cılız ve çirkin inek ile yedi yeşil başağı yiyen yedi kuru başak da bolluk yıllarını takip edecek ve insanların elinde avucunda ne varsa yiyip tüketecek yedi kıtlık senesiydi. 

Basit gibi gözüken bu yorumu bilginler bilselerdi Yusuf'a başvurmazlardı, Firavun yanında kıymetleri artardı. İçlerinden biri yanlış bir yorum yapsaydı, Hz. Musa'nın doğduğu vaktin Firavun'una rüya yorumlayan kâhinin sebep olduğu gibi büyük felaketlere sebep olabilirdi. Deseydi ki -mesela- "Yedi besili inek sizin hükümranlığınızın yedi sene huzur içinde devam edeceğine, onları yiyip yok eden yedi cılız inek de sonraki yedi senede sizin hükümdarlığınıza son vermek isteyen kimselerin ortaya çıkacağına ve ülkede karışıklıklar çıkaracaklarına delalet eder." 

Firavun da ne yapması gerektiğini danışsaydı onlara; onlar da halk arasında casuslar dolaştırmasını; Firavun aleyhine konuşan, idareden şikayet eden, şüpheli davranan kimseleri bulup getirmelerini ve öldürtmesini tavsiye etselerdi mesela, tarihin akışı bambaşka olurdu. 

Ve Firavun onların tavsiyelerini uygulasaydı, ülkede yedi yıl yağmurlar yağsa bile zulüm ve akan kanlar yüzünden bolluktan huzurdan eser olmazdı. Sonraki kıtlık yılları bile Firavun'un zulümleri yanında hafif kalırdı. 

Firavun'un şansı, etrafındaki bilgisizlerin suskunluğuyla birlikte onun bilgi arayışı ve doğru insanı bulması ve ona güvenip yetki vermesiydi.