2 Ağustos 2023 Çarşamba

MUSA'NIN (AS) DUASI

Firavun ailesi tarafından nehirde yüzen bir sepet içinde bulunan çocuk, sarayda itina ile büyütüldü. Firavunun, köleleştirilen binlerce insanın haklarını gasp ederek kurduğu görkemli sarayında lüks bir yaşam vardı. 

Musa (as), olgunluk çağına gelince Allah tarafından kendisine, zulümle zıt olduğundan Firavun sarayında bulunamayan hikmet ve ilim verildi. İlimle aydınlanan, hikmetle gözü açılan Musa şehirde dolaşırken iki kişinin kavga ettiklerini gördü. Birisi ezilmişlerden, diğeri ezenlerden. Ezilmiş olan, kendisinden yardım isteyince ona yardım etmek istedi; üstün sayılan adama bir tokat vurdu, eceli o tokadı bekliyormuş gibi adam oracıkta ölüverdi.

Şeytan oradaydı oysa, göremedi onu, ama işin arkasında onun olduğunu anladı. Eceli gelmiş adamı kavgaya şeytan sokmuştu çünkü. 

Pişman oldu Musa (as), bir daha böyle olaylara karışmamaya karar verdi, Allah'tan af diledi. Allah bağışladı onu.

Musa (as) saraya dönemedi, geceyi şehirde korku içinde ve gizlenerek geçirdi.

Ertesi gün, dün yardım ederken kendisi yüzünden birinin ölümüne sebep olduğu aynı adama rast geldi. Yine zalim topluluktan biriyle kavga ediyordu, yine Musa'dan yardım istedi. Yardım edecek oldu ancak adamın "Dün birini öldürdüğün gibi bugün de beni mi öldüreceksin?" sözüyle geri adım attı. "Anlaşılan, ey Musa, sen yeryüzünde ıslahçı olmak dururken zorbalık etmek istiyorsun." demişti adam ardından. Şeytan yine oradaydı, belki de ezilmiş adam rolünü oynuyordu. Dünkü olayı da sağda solda anlatıp sabaha kadar kulaktan kulağa yaymıştı.

Bir dost geldi koşarak ve dedi ki "Ey Musa, adamlar toplanmışlar seni öldürmenin hesaplarını yapıyorlar. Beni dinle ve kaçıp git buralardan. Ben senin iyiliğini istiyorum." (Kasas 28/20).

Musa (as), korku içinde arkasını kollaya kollaya şehri terk ederken Allah'a yalvarıyordu: 

"Rabbim, beni şu zalimlerin elinden kurtar." (Kasas 28/21).

Başka bir şehre yönünü çevirdi, yeni bir hayat umuduyla dedi ki "Umarım Rabbim bana doğru yolu gösterir." (Kasas 28/22).

Gariplerin Sahibi'ne güvenip gurbet yoluna koyuldu. 

Medyen şehrinin kenarında akan ırmağın kıyısına ulaşınca koyunlarını ırmaktan sulayan adamlarla karşılaştı. İki genç kızın koyunlarını ırmaktan uzak tutmaya çalıştığını gördü.

Niçin böyle yaptıklarını sordu kızlara. Babalarının yaşlı olduğunu, koyunlarını sulayacak kendilerinden başka kimselerinin olmadığını söylediler. Erkeklerin koyunlarını sulayıp çekilmelerini bekliyorlardı, onların arasına karışmak istemiyorlardı. Terbiyeli, edepli, ahlaklı, vakar sahibi kızlardı. Şimdiki feministler orada olsaydı çirkeflik yaparlardı şüphesiz ama o kızlar oyuna getirilebilecek kızlar değildi.

Musa (as); yardım etmek istedi onlara, koyunları alıp götürdü ırmağa, daldı çobanların arasına, sulayıp getirdi sürüyü ve ardından bir gölgeye çekildi, açtı ellerini dua etti: 

"Rabbim! Bana göndereceğin her türlü hayra ve yardıma muhtacım." (Kasas 28/24). Muhtaçtı; ne kalacak yeri ne yiyecek bir lokması ne üstündekilerden başka giyecek elbisesi ne eşi ne dostu ne koruyucusu ne beş kuruş parası vardı.

Duasını bitirir bitirmez kızlardan birinin geri geldiğini gördü. O kadar nazik, o kadar edepli, o kadar güzel...

"Babam seni çağırıyor." dedi, "Hayvanlarımızı sulamanın karşılığında sana ücret ödemek istiyor." (Kasas 28/25).

Allah duaları kabul eder ama hemen kabul etmesi nedendi?

Belki Musa'nın (as) içtenliğinden, belki ihtiyacının şiddeti ve acizliğinden... Belki de yaptığı iyilik sebebiyle idi.

Dua et, Allah'a dua et. İsteklerini evrene, yani boşluğa söyleme; Allah'a söyle, o işitir, bilir ve onun gücü her şeye yeter. İçtenlikle dua et, dua etmekten uzak durma, sıkılma ve bıkma. Ama dua etmeden önce iyilik yapmayı da ihmal etme. İnsanlara iyilik yap, hayvanlara iyilik yap, ihtiyaç sahiplerine yardım et. 

Ve kızların babası gibi en küçük iyiliklere bile iyilikle karşılık ver. Sana bir iyilik yapana sen de bir iyilik yapmaya çalış. En ufak bir emeği bile istismar etme, karşılığını ödemeye çabala. 

Kızların yaşlı babasına başından geçenleri anlatınca Musa, yaşlı adam dedi ki "Endişelenme, o zalim insanların eli buraya kadar ulaşamaz, kurtuldun onlardan." (Kasas 28/25).

Kızlardan biri, belki de az önce gidip utana sıkıla Musa'yı evlerine davet eden, dedi ki "Babacığım, bu adamı ücret karşılığında işçi olarak yanına alsan olmaz mı? Ücretli çalışanların en iyisi; güçlü kuvvetli, işten anlayan ve güvenilir olan kimsedir." (Kasas 28/26).

Bu kadarcık sürede anlamıştı Musa'nın (as) çalışkan, güçlü ve güvenilir olduğunu. Belki de gönlüyle bilmişti. Belki de anlamamışsa da kalsın istemişti.

Yaşlı adam; insan sarrafıydı, derhal fark etti Musa'daki cevheri.

"Benim yanımda en az sekiz sene çalışmana karşılık şu iki kızımdan biriyle seni evlendirmek istiyorum." dedi. (Kasas 28/27). Teklifi kabul etti Musa. Hem yeri yurdu hem malı mülkü hem ailesi oldu. En önemlisi de bir işi oldu. Sekiz yıl içinde Musa güçlenirken düşmanları tarafından unutuldu, kendisine duyulan öfke azaldı.

Dünyadaki en büyük nimetler kişinin bir aileye, iyi bir eşe, huzurlu bir yuvaya, temiz bir işe sahip olmasıdır. Eğer bunlara sahipsen Musa (as) gibi duası kabul edilmiş bir kimsesin, şükretmelisin.