12 Temmuz 2023 Çarşamba

FİRAVUN'UN ŞANSSIZLIĞI ya da APTALLIĞI

Rivayete göre Firavun, bir gece rüyasında, Beytülmakdis'ten çıkıp gelen bir ateşin Mısırlıları ve Mısırlıların evlerini yaktığını görmüş. Rüyasını yorumlamalarını çevresindeki bilginlerden istemiş; bir kâhinin, rüyayı İsrailoğullarından o yıl doğacak erkek çocuklardan birinin ileride Firavun'un saltanatını yıkacağı şeklinde yorumlaması üzerine Firavun Mısır'da soykırıma başlamış. 

Ülkenin her tarafına adamlarını salmış, İsrailoğullarına mensup yeni doğmuş erkek çocukları bulup öldürüyorlarmış. Etrafındaki dalkavuk kâhinlerden birinin sözüne tereddütsüz inanan Firavun, bu zekice(!) tedbiri ile saltanatını ayakta tutacağını zannetmiş.

İşte Firavun'un bir aptallığı...

Düşünememiş... Eğer kâhinin verdiği haber doğruysa istediği kadar çocuk öldürsün saltanatını yıkacak olan o bir tek çocuğu öldüremeyecektir. Bu durumda belki binlerce çocuğu öldürmenin, yüz birlerce insanın kin ve nefretini kazanmanın, tarihe "zalim" diye geçmenin ne faydası olacaktı? Yok şayet saltanatını yıkacağı düşünülen o çocuğu öldürüp saltanatı kurtarmak mümkünse kâhinin verdiği haber bir yalandan ibarettir. Bu durumda da palavracı bir kâhinin sözüyle o kadar insanı katletmenin ne manası vardı?

Firavunun adamları İsrailoğullarının evlerini kapı kapı gezip yeni doğan erkek çocukları bulup öldürüyorlardı. Ana babaların ağlamaları sızlamaları, yalvarıp yakarmaları en ufak bir fayda vermiyordu. 

Bu sırada Nil nehri, bir sepete konarak kendisine emanet edilen yeni doğmuş bir erkek çocuğunu Firavun'un nehir kıyısındaki sarayına getirdi. Sepeti Firavun'un eşi fark etti. Nehirden çekip aldıkları sepette yeni doğmuş bir erkek çocuğu olduğunu gören Firavun'un eşi çok sevindi, çocuğu çok sevdi. Firavun'a bu çocuğu evlat edinmeyi teklif etti. Aptal Firavun da kabul etti, çocuğu sarayına aldı.

Düşünemedi... Bir çocuğu niçin sepete koyup da nehre bırakırlar? Yeni doğmuş bu erkek çocuk İsrailoğullarından ise onu evlat edinip sarayda büyütmek saltanat için büyük bir risk değil miydi? İsrailoğullarının erkek çocuklarının öldürüldüğü bir zamanda nehirde yüzen sepetteki erkek çocuğun İsrailoğullarından olmama ihtimali var mıydı? Eğer kâhinin dediği doğruysa saltanatı yıkacak olan o çocuk bundan başkası olabilir miydi? Musa'yı yaşattıktan sonra onun dışındaki bütün çocukları öldürsen ne olurdu ki?.. 

Düşünemedi...

Çocuğu emzirmek istediler, hiçbir kadının göğsünü kabul etmedi. Sonra oradaki bir kız dedi ki "Size onu emzirebilecek birini bulayım mı?"

"Bul." dediler. 

Gelen kadının göğsünü bebek kabul etti ve ondan süt emmeye başladı.

Aptal Firavun, demedi ki "Bu kadının sütü olduğuna göre çocuk doğurmuştur. Ey kadın! Senin çocuğun nerede? Çocuk hiçbir kadından süt emmezken bundan emdiğine göre bu kadın bu çocuğun annesidir. Bu kadın kimdir, necidir, kimlerdendir? Eğer çocuğun annesi ise dışarıda adamlarım İsrailoğullarının çocuklarını avlamaya çalışırken ben enayi miyim o çocuklardan birini, hem de etrafında bu kadar olağanüstülük dönen bir çocuğu alıp sarayımda besleyeyim?"

Besledi, büyüttü ve saltanatı o çocuk eliyle yıkıldı. 

Kâhin mi gaybdan doğru bir haber verdi; yoksa kâhinin palavrasına aldanarak binlerce suçsuz günahsız çocuğu katleden aptal Firavun'un zulmü ayyuka çıktığı için Allah, onun saltanatını yıkacak bir Musa mı gönderdi, bilinmez ama bu Firavun'un en büyük şanssızlığı; etrafında dalkavuk danışmanların bulunması ve onun en büyük aptallığı dalkavukların sözlerine inanarak insanlara zulmetmesiydi. 

Uyanıkken insanlara kan kusturan Firavunlar, bazen rüyalarıyla yıkılırlar.

Her Firavun için bir Musa yaratan Allah'a hamd olsun.